Gün geldi. Evet.
Bugün büyük dönüşümlerin vaat edildiği fiber enerji günü. 8 Nisan 2024.
Astroloji takip edenler sanıyorum beni daha iyi anlıyor. Fakat alakası olmayan insanlara da şöyle bir tarafımdan yorum ileteyim:
Bugün içsel değişimlerin ve dönüşümlerin kabul günü gibi geliyor bana. Kendini hatırlamak bir anlamda. Belki de hiç tanışmadıysan şöyle bir alıcı gözüyle bakmak için bir fırsatlar günü. Günün anlam ve önemi hakkında daha fazla gevelemeden konuya geri döneceğim.
Baştan başlamak kimileri için çok zor gelir. Oysa bildiğin bir şey hakkında çok da zorlanmayabilirsin. Ön yargılar yok mu o ön yargılar kör olasıcalar... başı ve sonu aynı gerisi farklı diyen dilleri hatırlayalım.
Ben bu baştan başlamaya nasıl başladım kısaca anlatayım. Tasavvuf kalbime çokça girdi görüşmeyeli sevgili okur. Sorgulamak ve bir sonuca varabilmek büyük tatmin diyebilirim. Her şeyin bir zamanı olduğunu aydım mesela. Diyeceksin be cahil bilmiyor muydun, bildiğim yokmuş. Pratik etmiş oldum vesselam. Bir başka farkındalığım ise, ebeveynlik ve dışarıdan nasıl göründüğüm fakat içeride ne olduğum konusunda oldu. Dilim ve içim elbette ikiyüzlüce farklı değil. Yalnızca uyumsuzlar. Çok da istekli değiller birbirlerinin fikirlerine...Velhasıl kelam, kendimi bilmekteyim an ve an. Devam edecek olan, işte tam da bu olsa gerek, o ve an.
Kendimi yaz okulu misali hızlandırılmış kursa aldım. Eski niteliklerimi uyandırıyorum. Bakalım neler var neler yok oldu. Hem de sınırsız değişim hakkıyla binlerce seçenek arasından birini seçip kendime dahil edebilirim veya beğenmiyorsam silebilirim. Ne kadan da eğlenceli.
Ebeveyn yeteneğimi (Skills) geliştirmeye özen gösteriyorum. Elimden geleni yapıyorum en azından. Elbette kendi kafamı da yaşıyorum arada. Sağ olsun kızım ayrı takılma konusunda uzman. Birlikte takılma konusunda ise bazen yaş gereği arızalar olabiliyor. O da zamanla oturur diye umuyorum.
Nefes ve Meditasyon üzerine yeteneklerime gelince pratiklerime geri dönmenin şükrü içindeyim. Bu konuları biraz birleştirmeyi düşünüyorum. Örneğin; ebeveyn huzuru üzerine çalışmalar yazmaya başladım. Senaryoları neredeyse tamamlandı. Konsept özetle şu şekilde: ebeveyn olmak çok detaylı ve sabır gerektiren bir görev. Bu görevi hepimiz layıkıyla yerine getirmeye çalışıyoruz. Eğri büğrü ama yine de doğru... Zamaaaaan diye bağırıyor zihnimiz işi çok, ruhumuz ağlıyor bu ne biçim hayat bunun için mi geldik diye ve bedenimiz acil durum hattı gibi yanıp dönen ışıklarla dolu ç-ağrı merkezi...
Yapmayalım kardeşler, yapmayalım bunu kendimize. Yaptırmayalım. Bu kadar büyütmeyelim en temel iç güdümüzü. Üremek ve o canlıyı kendi ayakları üzerinde durana kadar büyütmek, ona hayatta kalmayı öğretmek, hayallerinin altyapısı için ona ön koşulları sağlamak, sözlü motivasyonları nazik ve tatlı dille tercih etmek (Bunu merak eden olursa açıklarım çok net NLP yaparak çocukları ürkütmeyebilirisss)... yapabilirim ben yapabilirim, kendi kendime yapabilirim diyor 'Sevimli Dostlar'. Var olsunlar çok güzel diyorlar, dedirtiyorlar.
Uzun lafın kısası; ebeveyn kardeşlerime bir güzellik yapmak istiyorum. Bu vesileyle kendimi de şifalandırmaya niyet ediyorum. Çocukların belirli saatleri vardır. O saatlerin doğrultusunda ve kendimize ayırabildiğimiz o küçücük minicik süreyi de kısıtlamayacak bir huzur bulma çalışması. Pek çoğumuz çocukların etkisiyle olumsuzluklar yaşayabiliyoruz. Bunları beden zihin ve ruhumuzdan anlık olarak atabilmenin belirli yöntemlerini sizlerle tartışarak tecrübe ederek çalışmak istiyorum. Niyet ettim amin. Görev olarak nitelendirmiş olmayı da es geçmiyorum. Bunu yazarken akıttık belki de başka bir tanım mümkündür kişiden kişiye. Seninki nedir bir düşün bakalım: Ebeveyn olmayı nasıl tanımlarsın?
Şimdi hal böyle olunca bu değişimler ve hareketlilik üzerine bir kaç kelam edesim geldi. Blog yazmayalı epey olmuştu. Rahmetli Babacığımın bilgisayarından, yazısı kullanmaktan silinmiş klavyesinden sesleniyorum. Sağ olsun vesilem Gülce'm. Bu da demek oluyor ki sahalara dönecek bir bilgisayarım oldu, yihuuuuu :)
Az önce Xeyna nın bu tutulmanın sembolü olduğu hakkında bilgiyi, çok sevdiğim #moralev.com sayfasından öğrendim. Nitekim Zeyna (Türk versiyonuyla) aile içi lakabımdı. Oldukça uzun süre bu kafayı benimsedim. Sonra azalarak geçti. Şimdi kendime o kadar da yüklenmemeyi öğrendim.
Selametle güzel kardeşim.
Gk.
Yorumlar
Yorum Gönder