Özlem Tekin'in çok sevdiğim bir parçası var; Dağları Deldim. Pek çok akranım olan kadının bu parçayla güç bulduğuna da adım gibi eminim. Var olsun ne güzel demiş: Dağları deldim tek başıma, çölleri aştım, bir tek ben erleri yendim kız başıma sende yıkılmam. Kulaklarda tınısı dilinizde sözleri olsun :)
Uzun zamandır yazmıyordum. Aslında yazıyorum da paylaşmıyordum diyelim. Kendime göre çeşitli sebeplerim vardı. Hakkımda hayırlısını verdiğine bir an şüphe etmediğim Allah yine yanımdaydı. Dağlara çıktım, Erenlere selam verdim, meşk ettim ateş başında, dostlarla bir oldum, yolları aştım... beşeri aşka kavuştum. Beşeri aşkı tatmayan ilahi aşka erişemez diyenlere gönlümü açtım. Dengeli ve merkezinde günlerimin ardından içime ışık olan aşktan meyvemiz oldu. Yine edebiyat yaptım umarım konudan uzaklaşmadım. Özetle; az gittim uz gittim, dere tepe düz gittim, özüme öz kattım, yuvaya döndüm. Şimdi önüme bakarken yalnızca aldığım nefes için şükür ediyor ve bugünü düşünüyorum. Gelecek için en ufak kaygı hissetmiyorum, biliyorum Mevla'm neylerse güzel eyleyecek ve hakkımızda hayırlısını verecektir.
Bu teslimiyet haline gelmek için oldukça çetin yollar kat ettim. İki kelime yazıp körü körüne inanmadığımı sanıyorum ki hissettirebilmişimdir. Son bir senedir salgın ile mücadele içinde olan Dünya'nın hali ne ise, iç dünyalarımızın da hali çok farklı sayılmaz. Hepimiz alt-üst olmanın ne demek olduğunu tattık, tadıyoruz. Şems-i Tebrizi'nin dediği gibi; nereden bilirsin altının üstünden daha iyi olmadığını... nitekim Bakara 216'da aynı konuyu işlemekte. İnananlar inanmayanlara anlatsın. Kendimiz için bir iyi belirler onun olması için dualar eder, niyetler için mumlar yakarız. Fakat o işin hakkımızda iyi olan mı yoksa kötü olan mı olduğunu tam olarak tayin edemeyiz. Bu doğrultuda yapılacak en güzel şey 'hakkımızda hayırlısı' diyerek teslim olmaktır. Kolay mı söylendiği kadar? Elbette değil. Teslim olabilmek nefesinizi rahatça alabilmek ve bırakabilmekten geçer. Nefes alın ve hiç es vermeden verin. Al nefes ve hiç durmadan ver. Bu tutma eğilimi için oldukça önemli bir başlangıçtır. Teslim olmak da nefesi tutmamaktan geçer.
Bir çok kişiden "tutarak nefes egzersizi" yapıldığı konusunda dönüşler alıyorum. Önemli bir konuya değinmek isterim. Herkesin ihtiyacı farklıdır. Kimi insan nefesi tutmayı ve durmayı öğrenmelidir. Kimi insan da salıvermeyi ve tutmamayı. Bu noktada kişiye özel çalışma yapılması gerektiğinin tekrar altını çizmek istiyorum. Siz sakinleşmek, konulardan uzaklaşmak, yorgun bedeninizi ve zihninizi dinginleştirmek istiyorsanız nefesinizi nazikçe alıp vermeyi, sürenizi daha da uzatmayı pratik etmelisinizdir. Bunun aksine kimi insan da aktifleşmek, harekete geçmek dürtüsünde sorunlar yaşar, bu kişinin de nefesini alıp verirken performans göstermesini pratik etmesi gerekmektedir.
Şimdi okuduklarınızı bir kenara koyun. Kendinizi bir dinleyin, bir elinizi karnınıza diğer elinizi göğsünüze koyun ve nasıl nefes aldığınızı izleyin. Ardından halinizin neye ihtiyacı olduğunu düşünün.
Aldığınız cevaplarla bir çözüm ararsanız bana ulaşabilirsiniz.
#herkeskendineçokiyibaksın
Yorumlar
Yorum Gönder