Yeni bir sayfa açtığımız 2020'ye çok az bir süre kalan şu günleriniz nasıl geçiyor?
Kimle konuşsam, yenilenen ilişkiler, iş hayatı, ekonominin zorluğunun yaşandığı anlar, karanlık bulutların arasından sızan incecik güneş kıvamında günler geçiriyor. Herkesin bir umudu var şükür, fakat gelişmeler için sabır etmek gerekiyor.
Sabır etmeden hiçbir şey elde edilmiyor. Bu sistem böyle çalışıyor, üzgünüm 'hemen olsun' diyen yanlarınız için. Elbette bazı durumlar var ki biz yeterince sabır etmişizdir ve bir anda oluverir bize sürpriz gibi gelir. Mucizelere inanan varsa bir kenarda oturup düşünsün, bütün mesele içinizden bu konuda ne kadar temiz bir niyetle sabır ettiğiniz.
Sabır ederken de yapılacak önemli bir şey daha var, o da 'sebat etmek'. Ne için sabır ediyorsanız olacağından bir an olsun vazgeçmemek, kararlı kalmak. Nitekim en zor kısmı da burada başlıyor. Sabır etmek teslim olmayı gerektirir, olacaklara açık olmayı ve ne olacaksa hakkınızda hayırlısı olacağını düşünmek- aslında düşünmemek halidir. Örnekle gidelim: bir haber bekliyoruz ve vadesi var. Bu süreçte haberi beklerken sabırlı kalmak ve haberin niyetiniz doğrultusunda geleceğine sebat etmelisiniz. Sabır ederken sürekli bu konuyu düşünmek yerine düşünmemeli ve hakkınızda hayırlısının olacağını kendinize öğretmelisiniz. Acele etmek bir an önce olsun demek yalnızca beyninizde bir ampulün sürekli yanmasına ve diğer konuların yoldan geçmesine engel olacaktır. Sebat etme kısmı ise tam bu noktada devreye giriyor. Sabırla beklerken haberin beklediğiniz yönde geleceğine inanmalısınız. En ufak şüphe yolda başka bir patika açar ve size gelecek olan haberin dallanıp budaklanmasına neden olabilir.
Peki bu sabır ve sebat sürecini nasıl yöneteceğiz?
Laf kalabalıkları arasında kendi sesinizi, içinizden neye ihtiyaç duyduğunuzu ve ne istediğinizi berrak bir şekilde duyabilmenin yöntemlerinden bahsedeceğim. Yeni bir sayfa açmak istiyorsanız bu yöntem 'kendine çok iyi bakabilme' halinin temelini oluşturuyor.
1) Öncelikle yalnız kaldığınız bir anda (tuvalet dahi olabilir) ya da kendinize dış dünyadan bağımsız kulaklıklar arasında bir an yakalayarak derin, sakin, burnunuzdan ve gözleriniz kapalı 3 kez nefes alıp verin.
2) Ne ihtiyacınız olduğunu ve ya ne istediğinizi tam bir cümle haline getirerek, ihtimallerden ve olasılıklardan bağımsız adeta bir çocuk edasıyla net cümlelere dökün. Bu cümle ne kadar kısa öz olursa o kadar akılda kalır ve kelime karmaşasına neden olmaz.
3) Aldığınız derin nefesleri yenileyin ve her nefes aldığınızda gerçekleştiği anı hayal edin ve her nefes verdiğinizde gerçekleştikten sonra olacakları hissedin.
Bu kadarcıkla olur mu, elbette olmaz. Şimdi sabır ve sebat kısmına geliyoruz. Niyeti belirledik ve netleştirdik beynimize kazıdık. Şimdi sinyalleri gönderme zamanı. Bu bir süreç içerir. Zaman her şeyi sıraya koyarak sürece işler. Tüyolar, ışıltılar gelebilir bu süreç içerisinde ve olasılıklar akıl karıştırabilir. Net olarak belirlediğiniz halin dışında karşınıza gelenleri bu netleşmiş niyetinize ne kadar uyuyor düşünerek analiz ederek değerlendirin. Örneğin bir haber bekliyorsunuz demiştik, bu haberden önce dedikodusu, bir parçacık umut verici noktası veya tam istediğinizin bir yan versiyonu bir haber geldi diyelim. İyi düşünün, net istediğiniz niyetiniz mi daha iyi yoksa bu ihtimal de sizi mutlu eder mi?
Sabır sürecini yönetmekte çeşitli uğraşlar iyi gelecektir. En basit haliyle tespih çekmek, el işi ile uğraşmak, yürüyüş yapmak bile olabilir. Bunu düşünmenize ve karanlık bulutları beyninizde dedikodu yapmaya davet etmek yerine odakta kalmanıza yardımcı olurlar. Hayatınıza devam edin ki akıntı sizi istediğinize götürsün.
Sebat kısmında ise kendinize küçük notlar alabilir, isteğinizin gerçek olduğu anı yaşayan örnekleri gözünüzün önüne getirebilirsiniz.
Gözünüzü seveyim sakin kalın. Hayat hak edene de etmeyene de istediğini ne kadar sabırlı ve sebat ederse veriyor. Altını çiziyorum, hak edene de etmeyene de istediğini veriyor. Vermesinde bir sıkıntı yok zaten sizin bunu nasıl değerlendirdiğiniz kısmı önemli.
Hayat istediğinizi verdi, sabır ve sebat etmenizin karşılığını aldınız diyelim. Ne güzel andır o an! Duşa girdiğinizde saçlarınızın tam ıslanmasıyla bedeninize yayılan huzur gibi... Tadını çıkartın!
Şimdi elde ettiğinizi nasıl değerlendirdiğiniz, ziyan etmediğiniz süreç başladı.
Bir çocuk olarak düşünün kendinizi. Yeni oyuncak için ebeveynlerinize talebinizi geçtiniz, süreç başladı, sabır ettiniz o oyuncakla oynadığınız her anı düşlediniz, oyuncak elinize geldi. Bu muhteşem bir duygu. Fakat o oyuncağı 2 günde kırar ve kullanılmaz hale getirirseniz hem siz çok üzülürsünüz hem de ebeveynleriniz size yeni bir oyuncak alırken bu hareketinizle sizi değerlendirir ve biraz düşünür. Oyuncağa iyi bakmak kullanım ömrüne kadar değerlendirmek ve belki de yarın öbür gün sizin çocuklarınızın da oynayabileceği kadar iyi bakmak sizin elinizde.
Örneğimi de bilinçaltımızdan verdiğime göre artık konuyu kapatabilirim.
Herkes kendine iyi baksın, baksın ki hayat da bize iyi baksın.
g.
Yorumlar
Yorum Gönder