Boğazdan çıkmayan ses, içeride hapis olur. Bağırmak yerine sakince söylemek neden bu kadar zordur? Bir sorunun varsa ima etmek, alınmak, karşılık vermek için kelimelere takılmak yerine "Yahu böyleyken böyle ve bu nedenle..." diyerek anlatmak daha kolay değil mi?
Bu esneklikte düşünmek kolay değildir. Sağlıklı iletişim, esnek beyin kıvrımlarına ulaşmalı ve çok tekrarla yerini sağlama almalıdır.
Düşünce okumak olağanüstü bir yetenektir ve günümüzde çok az insana erişmiş bir gendir diyebilirim, o da nasıl olduğu açıklamak henüz mümkün değil. Bu nedenle iletişim kurmanın önemini özümsemek, insanlarla doğru ve sağlıklı iletişim kurmanın yollarını bilmek gerekir. Doğru iletişim kurabilmek hayatınızda ne gibi durumlara yararlı olur söyleyeyim.
Öncelikle kendinize yararlıdır. Özgürce iletişim kurabilen zihin iç huzuruna erişmekte zorlanmaz. Özgürce isteklerini ve hislerini ifade eden, yaşayan insan, düşüncelerini tam aktarabilen insan zaten kişisel gelişiminde bir basamak öndedir. Kendini iyi tanır ve tanıtır. Kim olduğundan emindir. Çünkü hakimdir mevzuya ve rahatlıkla kendisini ifade edebilir.
Buna bağlı olarak kulak burun boğaz, omuz, kürek kemiği ve ense kökü, tiroit bezleri, dişler ve geniz kanalı sorunlarını çok sık yaşamaz. Dengesi olan sindirim sistemi ve üreme sistemi düzgün çalışır. Dışarıdan aldığı etkilerden sıyrılması kolaydır. Bu insanlar söyleneni iyi anlayabilir, analiz edebilir ve karşılığında hislerine bağlı olarak kendine güvenerek bilgisini paylaşabilir. Anlamadığında bile anlamadığının farkındadır, rol yapma gereği duymaz. İletişim kurmak için seçtiği kelimeleri sözlük anlamları, edebi anlamları ve gediğine göre kullanımlarına özen gösterir. Fikir üretme, yaşadıklarını sindirme ve kabul etme hali gelişmiştir. Elbette etkilenir değişir denge kaybı yaşar, önemli olan onun da farkında olmaktır. An gelir söylenmemesi gerekeni tutar insan, içeride dolanan sustuğumuz kelimeler çeşitli şekillerde dışarı çıkmanın yollarını arar. Farkında, bilinçli ve özgürce iletişim kuran birey, susmayı da gerekli sindirim ve boşaltımı yapmayı bilir.
Midas'ın kulaklarının hikayesinden mi etkilendik bilinmez, kuyuya bile fısıldamayı bilmeyiz. Oysa zehirler bizi, şişirir içten içe, ödem yapar karnımızda, bağırsaklar tıkanır... neler neler!
İletişimi iyi olmayan, sözcükleri anlamlarıyla anlamak yerine zihninde kaydettiği haliyle inanan beyin iletişim de güçlük çeker. Sindirim sisteminde arızalar meydana gelir, bağışıklık düşer... insan konuşan ve konuşabilen bir varlıktır. Susmak gerektiği yeri bilmek iletişim kurmayı bilmekten geçer.
Dinlemeyi bilmek, susmayı bilmek, konuşmayı bilmek hayatta hem bedenimize hem zihnimize iyi gelir, hem de kendimizi, çevremizi tanımamıza, Dünya'da olan biteni anlamamıza, doğruyla yanlışı ayırabilmeye yardımcı olur.
Sağlıksız iletişim deyince;
- Çok konuşmak ve duracağı yeri bilmemek, ne söylediğini bilmemek, ağzına geleni söylemek, düşünmeden konuşmak, yalan söylemek, sır tutamamak, bağırarak konuşmak,
- Az konuşmak, dinlemeyi etkin yani kısaca karşındakinin ağzından dökülenlere saygı duyarak anlamaya çalışarak yapmamak, karşındaki kişiyi dinlerken başka şeylerle ilgilenmemek ve ya takip etmemek, kısık sesle konuşmak,
- Susmak, içinden geçen düşünceleri paylaşamamak, rahatsızlığını dile getirememek, kararlarını paylaşamamak, fikirlerini paylaşmamak, yaşadığı tecrübeyi paylaşamamak,
- Karşıdaki bitirmeden sözünü kesmek, duruma göre (resmi toplantılar, iş görüşmeleri, saygı duyulan insanlarla sohbetler, yaşça büyük insanlarla yapılan günlük iletişim) söz almadan konuşmak ve rahatsızlık verici şekilde argo kullanmak,
- Kelimeleri kendi hafızana kaydettiğin şekilde, anısıyla, bir yerde okuduğun yorumsal bir anlatımıyla ya da çağımızda en kötüsü kulaktan dolma bilgiler olarak kullanmak,
aklıma geliyor.
Sağlıklı iletişim deyince de;
- Kelimeleri sözlük anlamları, edebi anlamları ve yerine uygun kullanmak, deyim ve atasözlerini bilmek,
- Doğru soruları sorabilmek, sorulan sorulara doğru ve net cevap verebilmek,
- Dili yozlaştırmadan, dinleyicinin anlayacağı dilde kelimeler tercih etmek,
- Hangi duyguyla olursa olsun, duyguları sakince yaşayarak konuşmak, stresli de olsan keyifli de olsan, duygusal olarak rahatsız da olsan, karşındaki insanın niyetini doğru tahlil ederek konuşmak,
- Konu ne olursa olsun, sen ben o biz siz onlar zamirlerini yeterince kullanmak, ben ben ben ve ben, sen sen sen ve sen... takdir edersiniz ki tekrar ettiğinde kulağı tırmalamaya başlıyor, o zaman bu konuya dikkat etmek,
- Söz sırası başka birindeyken ve hikayesi herkes tarafından dinlenirken, karşıt veya aynı görüşte olmayı gözetmeksizin lafa girmemek, sabırla söz alacağı zamanı beklemek, yeri değilse hiç susmayı bilmek,
- İçinizden çok konuşmak ya da az konuşmak geldiyse ortamı doğru seçmek, yanınızdaki insanlara halinizi özgürce ifade etmek, gerekirse nezaketen özür dilemek ve nabzı kontrol etmek,
- Ses tonunu, sesin rengini, sesin nefesini ve esnekliğini teknik olarak doğru kullanmak, I-ıı, şey ve laf arasında esneme ihtiyaçlarını sık tekrar etmemek,
- Konu ne olursa olsun, özgürce ifade edebilmek ve ne zaman nerede nasıl konuşacağını bilmek geliyor aklıma...
İçinizdekini doğru aktarmak için özgür iletişim kurmayı öğrenmek gerekir. Her şey yolunda gözükebilir, kendinizle iletişim kurmak en az diğer insanlarla iletişim kurmak kadar önemlidir.
Kendiyle konuşmayı, kendi sessizliğini duymayı, kendi sesini duymayı, kendi beden seslerini tanımayı ve tanımlamayı belki şarkılar söyleyip şiirler okumayı sevmek diğer insanlar ve doğadaki canlılarla iletişim kurmayı kolaylaştıracaktır.
İletişim ailede gelişir.
İnanıyorum ki, yanlış anlamak için müsait bir zemin oluşturan günümüzün teknolojik iletişimi, baskı dolu dünyası, içinizi karartan dış uyaranlar, yüz yüze gelmenin gözlerin içine bakmanın yan yana oturmanın zor olduğu dünyamız sağlıklı iletişim kuran bireylerle yaşanabilir olacak.
Dilerim hayatta tüm aile bireyleri iletişim kurmak konusunda özgür hisseder ve kendini rahatça ifade eder. Anne, baba ve çocuklar kendi aralarında sağlıklı iletişim kurabilir, duygusunu ve düşüncesini paylaşabilir, paylaşımı karşılığında sağlıklı dönüşler alabilir. Çocuklar dinlemeyi bilir, anne babalar da dinlemeyi bilmediğini düşünüyorsa hatırlayabilir.
İçgüdüsel gelişen iletişim kurma yeteneğimizi rahmetli Erdal Tosun'un repliğindeki gibi 'bir faydasını görmeden bırakmak' yerine sağlıklı iletişim kurmayı öğrenmenin yaşı yoktur.
Leyla ve Mecnun dizisinin İsmail Abi karakterinin dediği gibi: "Ağzından çıkanla kulağının duyduğu bir olsun."
Daha neler anlatırım da nefesim yetmedi :)
# bir başka dili daha bilmenin önemi,
# kelimeler dışında işaret dilini ve beden dilini de doğru kullanmak,
# kelime bilgisini arttırmak, bilgiye açık olmak, bilgiyi sindirip kullanabilmek...
Konu hakkında kendinizle yapacağınız görüşmeden sonra düşüncelerinizi değerlendirmek adına bana yazabilirsiniz. Çekinmeyin, lütfen iletişim kurun :)
Sevgiler,
gke.
Yorumlar
Yorum Gönder