Denge her şeydir.
Denge olmayan yerde bir alışveriş söz konusudur. Fazla alış-veriş kendini dengelemek ister. Hayat güneşli günlerle dolu olsaydı, akşam yemeğinde salata bulmak zor olurdu.
Denge sadece insan beni ve zihin ile alakalı değildir. İlişkiler de dengeli olmalıdır. Yanımızdaki çok hücreli diğer memelileri de çeşitli süreçlerden geçerek yoğurulan, kimine korku kimine neşe ile motivasyon veren, iyi gün olduğu kadar kötü gün de yaşatan birer canlı olarak görebilmeliyiz. Herkesin kendine göre sorunları elbette var. Önemli olan birbirimize bu hastalığı iletişimle bulaştırmak yerine, tedbirli olup hem hiç hasta olmamak, hem de başkalarına bulaştırmamaktır. Evimizde, işimizde, okulda, hastanede, toplu taşımada ve insanlarla birebir temas ettiğimiz her ortamda; kendimizi, dengeyi, bilgiyi korumalıyız. Bilgiyi bilmek onu savunmak, diğerlerini bilmediği için suçlamak, toplumdan ayrı hissetmek ya da reddedilme korkusu, bilmenin kibiri ve daha pek çok şekilde tezahür edebilir ve etrafa yansıyabilir. Bilgiyi içgüdüsel hakimiyet sağlayana kadar, hatta tam sindirene kadar dengeyi asla bozmamalıyız. Bu şu demek; her insan evladı farklı korteks kodlarıyla yol alır, bu fark zamanı gelen bilgi için de farktır, herkes her bilgiyi her zaman algılayamayabilir, bazısı yok bilgiyle bazısı çok bilgiyle yol alır. Size sorulmadan fazlasını vermek sizin kibirinizdir. Bu nedenle etrafınıza bilgiyi paylaşırken karşınızdakinin kim olduğunu, ne kadar bu bilgiyi sindirebilecek bir insan olduğunu düşünerek paylaşın. O kişinin korteksindeki hangi anahtarlarda neyi tetikleyeceğiniz bilemeyeceğiniz için, bu bilgiyi doğru zamanda alması gerektiğini size de öyle geldiğini bilin. Bu sınavdan geçmiş biriyim. Özü gördüğüm, ben kimim sorusuna şekil verebildiğim, hiçliği tattığım ve gerçek-varoluş dengesini zihnimde kurduğum vakit, bu kitaba başladım. Umarım bütünün hayrına, nicelerine ışık olur. Ben de rehberlik edebilmek şerefine ulaşırım.
Yorumlar
Yorum Gönder