Zaman gelir hepimiz karamsar düşüncelerin kurbanı oluruz. Aklımız susmaz, derinlerde yatan öfke, endişe, üzüntü gibi duygular yukarı uzanır. Günümüzün bir bölümü asık bir surat ifadesiyle, etrafımızda dolaşan sinekleri kovalar gibi geçer. İşte böyle zamanlarda kendine 'deh' demenin zamanıdır. Dibi görmüş olan anı yakalayıp hemen zemine sağlam bir adım basıp su yüzüne çıkma anıdır. Diptesin ve daha derini yok.
Kendini 'deh'lemek nedir? İçinizdeki o karanlığa odaklanmadan ferahlıklara yönelmenize yardım edecek bir başlangıç. At mıyız diye düşünenler espriyi anlayana kadar yazıyı okumayı bırakabilir, aslında bizler sürücüleriz. Yorulan, bıkan, acıkan, ihtiyaçları artan halimize ufak bir motivasyon vermeliyiz. Kırbaçla sırtımıza vurmayacağımıza göre basit çözümlerle ilerlemek lazım.
Çözümlerden biri durup burundan derin nefesler alıp, ağızdan 'oh' diyerek bırakmaktır. Bunu ne kadar isterseniz tekrar edebilirsiniz. İçinizdeki o sinekler çıkana kadar oh demeye ve hatta sesinizi yükseltmeye izin verin.
Bir başka çözüm ise yazıya dökmektir. İş yerinde ya da evde yoğun bir hareket halinde olabilirsiniz, elbette duracak zamanınız olmayabilir. Sorun değil, çözüm küçük kelimeler halinde yazmak. Örneğin ay sonunda ödenecekleri ya da biriyle olan ilişkinizi düşünüyor ve içinden çıkılmaz karanlıklarla, sineklerle diye tasvir ediyorum, boğuşuyorsunuz. Durun ve o anda onları birer yapışkanlı kağıda yazın, mümkünse görebileceğiniz bir yere yapıştırın. Aklınızda fevri bir şekilde dolaşan o kelimeler artık nesnel oldu ve karşınızda duruyor. Yüzleşmenizi daha net yapabilmeniz için ilk adımı atmış bulunuyorsunuz. Bunu matematik problemleri gibi düşünebilirsiniz. Size bir paragraf problem okuyayım yine oturup rakamları formüle yerleştirip çözersiniz, yani yazarsınız, yazı haline gelince nesnelleşir, nesnel hale gelince de çözülmesi daha kolay olur.
Oh dedik, yazdık, peki hala mı geçmedi, bu kez dış sese kulak vermek iyi gelebilir. Bir dost ya da kendi kendinize sesli konuşmak durumu soru-cevap olarak analiz etmek bir çözümdür. Sesli olarak kulaklarınız sorunu duyduğunda aslında ne kadar farklı algılıyor. Müzik dinlemek böyle durumlarda an içerisinde durmanıza yardım edebilir, fark edeceksiniz ki şarkıları mırıldanmaya ya da sözlerine eşlik etmeye başlayacaksınız. Yani kulaklarınız bir ses arıyor demektir. Çözüm içinizden geldiği gibidir. İster bir arkadaşla konuşun, ister kendi kendinize, isterseniz şarkılar size eşlik etsin.
Hala sorun devam ediyorsa bir rehbere danışmanızı tavsiye ederim. Etikler bu noktada sınırlı, sorunun kaynağına tek başınıza inmenize engel olan bir bariyer var demektir, bunu da ancak bir profesyonel görebilir.
Önerdiğim çözümler işinize yaradıysa ne mutlu bana.
Kendinizi iyileştirmek önce sizin elinize, unutmayın. Eğer kendi kendinize yardımcı olamayacak noktadaysanız bir profesyonele danışmak kararını vermekte işin ilk adımlarından biri. Yeter ki çözüm odaklı kalın, karanlıklarda boğulmayın.
Herkes kendine çok iyi baksın.
gk.
Yorumlar
Yorum Gönder